<difference-title>

Version du 21 septembre 2016 à 18:18

Bir kadının en büyük hayalidir anlamlı bir düğünle beyaz gelinlik giyinmiş olarak evlenmek ve hayatının geri kalanını aşk dolu bir biçimde devam ettirmek. Bir hanımefendinin en büyük düşü şekilde yapılmış bir düğünle evlenmektir. Düğünler çevremizde adet olarak farklılık göstermektedir. İnsanlar düğünlerde oynarlar, mutlu olurlar ve bu ana şahitlik ederler. Bu mutluluğa şahitlik ettikleri farklı günlerden biri de kına gecesidir. Yöresel olarak kına geceleri değişiklik göstermektedir. Kına gecelerinde geline ve damat olacak erkeğe kına sürülür. Kına yapılmasının Türk kültüründe bir çok çeşidi vardır. Askerlik görevine giden delikanlılara kına yapılır, hacca giden hacılara kına yakılır ama bunlardan en özeli düğünlerde yakılan kına geceleridir. Kına gecesinde gelin olacak kızlar bindallı yada kına kaftanı diye adlandırılan kıyafetler giyerler değer verdikleri ve dostları ile beraber eğlenceler düzenlerler. Kına gecesinde gelin olacak kızın gözyaşı dökmesi olmazsa olmazlardandır. Gelinin dostları ve sevdikleri türküler eşliğinde kına tepsisini getirirler ve ortada duran gelinin karşısında oynamaya başlarlar. İlk başlarda herşey hoş giderken şimdi asıl önemli olan gelinin ağlaması bölümüdür. Kına gecesi çeşitli kültürel unsurlarından oluşmakla beraber, bu gecede en anlamlı uygulama ağıtlar yakılırken sürülen kınadır. Bu nedenle; hüzünlü, yanık bir ağıt ile söylenen, lirik özellikteki “Kına Ağıtları” ayrı bir önem teşkil eder. Çünkü, düğünlerimizin tüm ağırlığı ve duygu yoğunluğu bu gecedeki kına sürme ve bu sırada gelin adayını ağlatmak için söylenen türkülerle yaşanmaktadır. Gelin olacak kız her ne kadar neşeli ise o sırada söylenen ağıtlarla hüzünlenmek zorundadır. Kına gecesinde söylenen kına şarkıları, tıpkı ölüm türküleri gibi belli bir tören unsuru taşıyan şarkılardır. Kına türkülerinin hepsi anonimdir. Yalnızca kadınlar tarafından, gelin olacak kıza kına sürülürken ve genellikle sazsız, çalgısız söylenir. Kına türküleri hiçbir zaman para karşılığı söylenmez. Gelin kına merasimi esnasında gözyaşı dökmezse hakkında -evlenmeye ne kadar meraklıymış - cinsinden tatlı laflamalar ve dedikodular yapılır. Akrabalar ve diğer akrabalar el birliği ile türküler söyleyerek gelini hüzünlü bir ruh haline sokmaya ve gözyaşı döktürmeye çalışırlar. Gelin ağladıktan sonra şimdi gelin kınası yakma olayına geçilir. Gelin olacak kızın eli kapalıdır. Gelin kına yakılması için avuçlarını açmak istemez. Bu aslında gelinin damat olacak beyden yada kaynanasından bir yüz görümlüğü beklediği manasına gelir. Bu armağan çoğunlukla altındır. Armağan altın olarakta tam yada yarım altın istenir. Damat yada gelin olacak bayanın kayınvalidesi gelin adayının avucunu zorla açar ve ellerine altını katar. Gelin artık kına armağanını almıştır ve gelin kınası sürülmesi için ellerini açar. Gelin kınası hazırlanması oldukça zor olmayan bir olaydır. Kına gecesi töreninde önce gelinin yakınları kına malzemeleri sunan bir dükkandan aldığı kınayı kaynar su ile yoğurur ve beklemeye bırakır. Kınanın tam olarak arzu edilen renginde ve kalıcılıkta olması önemlidir. Gelinin ellerine kına yakıldığı gibi kına gecesine gelen misafirlere de gelin kınasından bir miktar hatıra olarak sunulur. Bu sebeple kına malzemelerinin satıldığı işyeri ve kalitesi büyük önem taşımaktadır. Her internet sitesinden kına malzemesi alınmaz. Ülkemizde kına malzemeleri genellikle aktar denilen baharatçı dükkanlarda alınmaktadır. Ama bu işyerlerinde satılan kına malzemeleri kalite olarak yüksek kalitede değillerdir. Düğün adetlerinin değişmesi ve modernleşmesi ile beraber artık sadece gelin olacak bayanın eline sürülecek kadar az miktarda kına yoğrulmaktadır. Diğer konuk olanlara ise rengarenk kutularda hazır kına tozları armağan olarak verilmektedir. Kına gecesinde misafirlere sunulan hediyeler bunlarla da sınırlı kalmaz. Kına gecelerinde kına çerezi dağıtılması da bir adettir. Kına çerezi karışık çerez olarak hazırlatılır ve kına keseleri içerisinde misafilere hediye olarak sunulur. Misafirler çerezlerini yerken kına eğlencesi ile eğlenmeye ve mutlu günü kutlamaya devam ederler. Göbekler atılır, oyunlar oynanır, çiftetelli oynanır, halaylar çekilir ve eğlence böylece devam ederek gecenin geç saatlerinde son bulur.